Zor zaman deyince hepimizin yaşadığı durum farklı, her birimize sorulsa kim bilir neler anlatırsınız yaşamın sizin için şu an ne kadar zor oluğuna dair. Son zamanlarda yaşanan olaylar sanırım hepimizi güçlü bir şekilde sarsan, derinden yaralayan, endişe yaratan ve umutsuzluğa iten türden. Bu zamanlarda kendi merkezimizde ve dengede kalmak çevremiz, ailemiz, çocuklarımız için son derece önemli. Hep mutlu olalım, neşeli olalım, boş verelim, yok sayalım hedefiyle değil, kendi bireysel yaşam gündemimizi tutabilelim, önceliklerimizi yaşayabilelim, duygularımızı anlayıp, kendi merkezimizde dengede kalabilelim amacına odaklanmalıyız. Ancak böyle olduğunda birlikte daha olumlu adımlar atabiliriz.
- Daha az haber dinleyin: Biliyorum çok merak ediyoruz ne oldu, ne olmuş, nasıl olmuş. Ne kadar çok sosyal medya ve televizyon başında vakit geçirirsek o kadar kendi içsel sürecimizi kaçırıyoruz ve yaratılan ortak duygu ve içinde savrulup gidiyoruz.
- Ne izlediğinize, ne dinlediğinize, ne yediğinize dikkat edin: Seçim yapın, kendinizi kaptırmayın, size iyilik yaratan, olumlu, pozitif alternatifleri seçin. Size sunulanı değil, sizin seçtikleriniz hayatınızda yer alsın. Seçimlerinize dikkat edin.
- Başkalarının bakış açısından bakın: Bizim olaylara bir bakış açımız var, kendimize göre inandığımız, inanmadığımız, arkasında durduğumuz veya sorguladığımız bir çok konu var. Bizim için zorluk yaratan durumlarda durup bir soralım bu durum karşısında acaba X kişisi ne düşünürdü, nasıl tepki verirdi diye? Bu kişiler bizim kahramanlarımız, yaşamımızda bizde iz bırakan tanıdık tanımadık kişiler, liderler, sanatçılar olabilir. Onların gözünden olaylara bakıp farklı bakış açılarından duruma odaklanmak düşünce yapımızı saplandığı yerden çıkarıp bize esneklik getirecektir.
- Bedeninize iyi bakın: Sabah kalkınca iki ayağınızı yatağın yanına basıp bir kaç dakika orada öylece oturun. Önce bedeninizi hissedin, günü yaşamaya hazırlanın. Hem duygu hem düşünce olarak o anda neler oluyor sizde bir durup tanık olun. Sonra güzel bir duş alıp, duştan damlayan suların bedeninizde yarattığı enerjiyi hissedip yaşadığınıza şükür edebilirsiniz.
- Şükür listesi yapın: Akşam yatarken o güne ve genel olarak hayatınıza odaklanarak şükür edecek en az 10 tane maddeyi bir deftere ya da kağıda yazarak günü kapatın. Bu listenizi sabah kalktığınızda da okuyup güne bu motivasyonla başlayabilirsiniz.
- Düşüncelerinize merakla odaklanın: Aklımızdan bir çok düşünce geçer, normal olarak bu düşüncelerin akması doğaldır. Zor zamanlarda genelde bir ya da bir kaç düşünceye saplanır kalırız. Hep aynı düşünce yapısı çevresinde döner dururuz, bu da tabi ki bizde negatif duygular yaratır. Ya da duyguların yarattığı olumsuz düşüncelerin çevresinde dolanırız. Düşünceler mi duyguları yaratıyor yoksa duygular mı düşünceleri oluşturuyor? Bu tartışma uzar gider ama gerçek olan düşüncelerimize daha yakından anlamaya çalışan bir merak ile bakarsak kaynağı daha sağlıklı görebiliriz. Böyle zamanlarda aklımızdan çıkmayan düşünceleri tek tek ele alıp aşağıdaki soruları sormak çok yerinde olacaktır.
- Bu düşünce doğru mu?
- Bu düşüncenin kesinlikle doğru olduğunu bilebilir miyim?
- Bu düşünceye inandığınız zaman nasıl tepki veriyorsunuz, sizde neler oluyor?
- Bu düşünce olmadan nasıl biri olurdunuz?
- Ne kadar düşünüyorsunuz, ne kadar inanıyorsunuz?: İnançları değiştirmek zordur, bazen neden inandığımızı bile bilmeden inandığımız bir çok şey olur. Eğer yaşadığınız olaylarla ilgili inançlarınız var ise bunları fark edin. Bu inançlar da sizin içinde bulunduğunuz duruma etki ediyor ve sizin belki de geleceği görmenizi engelliyor. İnançlarınız hayatınız olmasın.
- Endişeliyim diye endişe etmeyin: Kötü hissetmemiz, endişe duymamız aslında hayatımızın bir parçası. Bu tür hislerinizi kontrol etmeye çalışmayın, hatta kendinize şu anda endişe duymanın normal olduğunu hatırlatın. Acı, nefret, kayıp, üzüntü, öfke hissetmek için kendinize izin verin. Duygularımızdan kaçmak değil, durup yüzleşmek ve bize verdikleri mesajları dinlemek önemli. Duygularınız hakkında konuşun, onları sanat yolu ile ifade edin, yazı yazın, ağlayın.
- Her gün size iyi geleceğini düşündüğünüz bir kaç aktivite düşünün: Kitap okumak, yoga, spor, yürüyüş, meditasyon, nefes egzersizi yapmak gibi. Kısa da olsa bu tür aktiviteleri hayatınıza katın. Sağlık uzmanları beden sağlığımız için hareketi haftada 3 kere en az 30 dakika öneriyor. Ruh sağlığımız için hayatımızda nelere yer verdiğimizi de düşünmek iyi olacaktır. Günde 10 dakika ruh sağlığımız için aktiviteye yer verelim, zor zamanlarda da merkezimizde dengede olabilelim.
- Sevdiklerinize sarılın: Tanıdığınız kişileri gördüğünüzde onlara merhaba, deyip yanaklarından öpmeye bir alternatif sıkı sıkı sarılmanız olur. Deneyin çok iyi geldiğini göreceksiniz. Merhaba deyip sıkı sıkı sarıldığınızda iki kişinin yarattığı ortak enerji çok olumlu ve iyi gelen bir enerji oluyor. Bir tüyo sevdiklerinizi kucakladığınızda sarılmayı ilk bırakan siz olmayın:=)
- Başkası için güzel bir şey yapın: Ne zaman davranışlarımız olumlu olursa, duygularımız da olumlu oluyor. Birine iyilik yapmak, anında o kişinin yüzünde gördüğümüz gülümseme, içten bir bakış ile bizde mutluluk hissi yaratıyor. Başkası için güzel bir şey yapmamıza engel olacak hiç bir şey yok. Bir bardak su getirmek de olabilir, bir teşekkür maili atmak da, telefon edip hayatınızdaki anlamını paylaşmak da olabilir. Siz olasılıkları gönlünüzce çoğaltabilirsiniz.
- Hayatınızdaki kontrol edemeyeceğiniz alanları listeleyin: Kontrol edemediğiniz konuları fark edin ve değiştiremeyeceğinizi kabul edin, bırakın gitsin. Etki alanınızda kalmak önemlidir, siz belki de ilgi alanınıza fark etmeden odaklandınız ve kontrol edemediğiniz bir çok konuda değişim yaratamama endişesi duymaya başladınız. Bu ayrımı fark edin.
- Hayatınızdaki kontrol alanlarınızı listeleyin: Hayatınızda neleri kontrol edebileceğinizi bilmek kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Ne kadar olumsuz olsa da gündeminiz, siz ne yiyeceğinizi, kaç dakika yürüyüş yapacağınızı, kimi arayacağınızı, sözlerinizi, davranışlarınızı kontrol edebilirsiniz, kendi hayatınız ve öncelikleriniz hakkında kararlarınızı verebilirsiniz. Yeter ki hedefleriniz sizin kontrol edebileceğiniz ve erişebileceğiniz gerçeklikte olsun.
- Molalar yaratın: Her şey olumsuz gidiyor olabilir, mutsuz, umutsuz olabilirsiniz. Bulunduğunuz ortamı değiştirmek, bir şey yapmak istememe ruh halinize rağmen farklı bir aktivite yapmak size iyi gelecektir. Bir araba düşünün, ön tekerlekler hangi yöne gidiyorsa arka tekerlekler de onu takip ederler. Siz hareketlerinizi değiştirirseniz, duygularınız da hareketlerinizi takip edecektir. Komik bir filme gitmek, bir arkadaşınızla buluşmak, sevdiğiniz bir kişi ile baş başa yemeğe çıkmak, kart-kutu oyunu oynamak neden olmasın? Bu molalar size sorunlarla daha dinç mücadele etme imkanı yaratacaktır.
- Monoton işler yapın: Bazen masa toplamak, dolaplardaki kıyafetleri ayıklamak, temizlik yapmak ruh halimizin olumsuzluğuna iyi bir şifa olabilir. Ne zaman hareket edersek, üretirsek, iş bitirirsek o zaman anda kalırız ve kendimizi çok daha iyi hissederiz. Denenebilir..
- Hareket edin: Açık havada yürüyüş ve kulağınızda güzel bir müzik sanırım hem bedeninize hem de ruhunuza iyi gelecektir. Vakit yaratın, ortam yaratın hareket edin. Hareket ederken de anda kalmaya odaklanın, ne geçmiş ne gelecek sadece o anda olanlar: kokular, görüntüler, bedeninizde olan değişimler, duyduklarınız.. Hareket bedeni zinde tutacaktır bu da bağışıklık sisteminize olumlu katkı demek. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur, doğru değil mi?
- Yazın: İsterseniz her sabah kalktığınızda bir deftere 3 sayfa yazı yazın, isterseniz akşam yatarken 6 dakika süre tutun ve bu süre içinde ne yazmak isterseniz yazın, ya da tersi.. Düşünceleri kağıda dökmek çok rahatlatıcı bir süreçtir. Yazmak şifadır. Kendi başınıza yazmak size zor geliyorsa birlikte yazabileceğin kişileri, yerleri bulabilirsiniz.
- Uykunuza önem verin: Her gün aynı saatte yatağa girmeye özen gösterin. Yatarken tabi ki internete bakmak, televizyon seyretmek, gazete okumak uykuya geçiş sürecinde bizi olumsuz etkileyecektir. Zor zamanlarda uyku öncesi atıştırmalar, içilen içecekler de uyku düzenimizi bozar, dikkat.
- Hayat amacınızı hatırlayın: Var oluşumuzun gerçek sebebi. Hayat amacımızı bilmek, “ben kimim, ne yapıyorum, neden bu yaşadıklarımı yaşıyorum, nereye gidiyorum?” sorularına cevap vermemizi sağlar. Hayatınızda ne olursa olsun sizin için yolculuk devam ediyor. Cevapları biliyorsanız kendinize hatırlatın, bilmiyorsanız bulmak için kendinize sorular sorun: Her sabah yataktan kalkmak için nedeniniz ne? Yemek yemeği unutmanıza ne neden olur? Hayattaki tutkunuz ne? Öldükten sonra nasıl anılmak istiyorsunuz?
- Destek gruplarına katılın: Araştırın mutlaka bulacaksınız, sizinle aynı derdi yaşayan, hisseden insanlarla birlikte olmak için harekete geçin. Paylaşmak, konuşmak her zaman iyi gelir.
20 Temmuz 2016
Zeynep Balcı